(Geçmişe dönük yaşamaktan bugüne ve yarına bakmayı unutanlara bir hatırlatma)
Yalnız, zamansız, sılasız, garip
Hayatın kendisi çok aceleci olduğu için, insanların an'ı yaşamalarını istiyor ve kendini dengede tutuyor, zaman kendi gibi hızlı davrananlara acımıyor ve sillesini indiriveriyor, kimine şefkat tokadı, kimine secir tokadı olarak inen bu ikaz akılları başlara getirsede, bazen geç kalınmış olabiliyor; çünkü zaman insanın aceleciliğini istemediği gibi, geç kalmayıda affetmiyor.'Dem bu dem'dir deyip doğru adımları atanlar, karlı adımlarıda atanlar oluveriyorlar...
Koskoca ömürler bazen harcanıyor ve su gibi kayıp gidiyor insanın ellerinden, zamanın içinden zamansızlığın kapısını kısa sürede olsa çalıp içeri girebilenler kendilerine gerekli ikazı yapabiliyorlar; ama onlar içinde 'geçmiş' ellerinden kayıp giden bir mazi olmaktan öte geçemiyor, bazen öyle adımlar atılmış, öyle yaralar açılmış oluyorki geri dönüşü olmayan...
Zavallı insan ''Böyle takdir etti ise Mevla boynumuz kıldan ince'' diyemeyip yakınırsa, zamansızlık kapısıda kapanıyor ona, oysa hayatına''şimdi bu an'ı ve bundan sonrasını yaşanılır kılmak zamanıdır, gayret'' diyebilen; acısına aldırmadan, yarasına tuz basa basa ezip geçiyor geçmişi ve 'Ne olursan ol yine gel' kapısında buluveriyor kendini, defalarca geri dönüyor ve yine aynı kapının eşiğine dayanıyor belki ;ama Tövbe! Aman! dediyse hulus-u kalp ve vicdan çektiyse beyaz bayrağını göndere zamansız zamanlarda; hür, ruşena ve salah an'larda meçhule doğru yollanıp gidiyor vesselam.....
2 yorum:
Kim hayat içinde bocalamıyor ki?
Mevla buyuruyor takdirime rıza göstermeyen benden başka Rab arasın
Yorum Gönder